5.4.09

Yapmadım Çünkü...

Zamanın birinde çok samimi iki dost vardı..Ama öyle bir dostluk ki birbirlerini canlarından çok severlerdi. Bunlardan bir tanesi çok akıllı ve kurnaz diğeri ise çok saf ve temiz kalpli idi. Bu dostlardan saf olanın adı Ahmet diğerini adı ise Mehmet idi.

Günün birinde Ahmet bir kıza sevdalandı. Ama arkadaşı Mehmet kendisinin de o kıza aşık olduğunu ve o kızla evlenmek istediğini söyledi. Ahmet uzun uzun düşündükten sonra arkadaşını kıramayacağına karar verdi ve sevdiği kızdan vazgeçip o kızla Mehm et in evlenmesine müsaade etti. Müsaade etmişti ama arkadaşı Mehmet onu düğüne çağırmamasına çok içerlemişti. Bir süre oralardan uzaklaşma kararı almıştı.

Döndüğünde arkadaşı Mehmet'i bir daha bulamadı. Aradan 10 yıl geçmişti. Ahmet bu süre içerisinde sürekli arkadaşını aramıştı ama hiçbir iz bulamamıştı. Ve bir gün arkadaşı Mehmet'in bir bürokrat olduğunu öğrendi. Mehmet'i görmek maksadı ile Mehmet'in yanına gitti ama yaklaşmak ne mümkün Mehmet in çevresinde bir sürü insan dolu. Ama inat etti ve yüksekçe bir yere çıkıp Mehmet'e seslendi. Ama arkadaşı Mehmet onu gördüğü halde tanımamıştı. Bu işe bir anlam verememişti. Başka bir gün Mehmet'in evine gitmiş iş istemişti ama kapıyı açan hizmetçi eline biraz para tutuşturup göndermişti onu.


Üzgün bir şekilde yolda yürürken arkasında bir ses duydu. Dönüp baktı yaşlı bir amca. Yaşlı amca ona fırıncılık yaptığını ama artık yaşlandığı için işleri yetiştiremediğini söyledi ve ona yardım edip etmeyeceğini sordu. Ahmet ise hem iş hem aş hem de kalacak bir yer bulduğu için çok sevinmişti. Ne kadar para kazanacağını sormadan kabul etmişti işi. Yaşlı amca ona maaş olarak o zamanlarda kolay kolay kimsenin kazanamayacağı kadar bir maaş bağlamıştı. Ahmet artık hem çalışıyor hem de para kazanıyordu.


Bir gün yaşlı adam hastalanmış ve ölmüştü. Kimsesi olmadığı için bütün mirasını Ahmet'e bırakmıştı. Ahmet artık zengin bir tüccardı. Bir gün Ahmet'in kapısını yaşlı bir kadın çaldı çok aç olduğunu söyledi. Ahmet kadını içeri aldı karnını doyurdu ve temiz elbiseler aldı kadına. Kadının kimsesi olmadığı için onu evin temizlik işlerini yapması için işe aldı. Bir zaman sonra kadın Ahmet e çok iyi huyu güzel bir kız buldu ve onunla evlendirdi.


Düğün günü gelmişti. Ahmet şehrin önde gelen tüccarlarından, eski dostu Mehmet ise bir bürokrattı ve konuklar arsında Mehmet de vardı. Ahmet dayanamayarak mikrofonu eline aldı ve konuklara seslendi. Sevgili konuklar.. -Ahmet i göstererek- bu zat benim eski dostumdur. Ben ona dostluğumu verdim. Yeri geldi borç verdim en önemlisi sevdiğim ve evlenmek üzere olduğum kadını verdim. O ise zengin olduktan sonra beni tanımadı. Evine gittim iş istedim vermedi. Ben bu kişinin düğünümde bulunmasını istemiyorum o buradan gitsin dedi.


Mehmet mikrofonu eline alarak şöyle cevap verdi; Evet söyledikleri doğrudur ama birkaç küçük farkla...


Ben onun evleneceği kadını istedim oda verdi ama o kadın bir fahişeydi ve Ahmet'i ancak böyle kurtarabilirdim. Ahmet bana seslendiğinde bildiğiniz gibi ben bir bürokratım ve benim yanımda uzun bir süredir anlaşmaya çalıştığımız ülkenin dış işleri bakanı vardı ülkemin çıkarları gereği tanımazlıktan geldim. Evime gelip iş istedi ama dostum olduğu için emrim altında çalıştıramazdım işe almadım. Ve ayrıca onu işe alan fırıncı benim babamdır onu yüksek maaşla işe almasını ben söyledim ve bütün mirasını ona bırakmasını istedim. Evinde çalışan hizmetçi kadın benim annemdir ona göz kulak olması için ben gönderdim. Ve son olarak evlenmek üzere olduğu gelin ise beni kız kardeşimdir ona çok iyi bir insan olduğunu ve onunla evlenirse mutlu olacağını ben söyledim.


Ve biz hala dostuz ve dost kalacağız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder