
Yavuz Sultan Selim Emir verir; "herkes düşünsün,bu edepsizliğe Osmanlı`nın Şanına yakışacak şekilde bir mukabelede bulunmalıyız" ve çözümü yine kendisi bulur.
Aynı şekilde mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatılır. Sandık içine o zamanın en nefis gül kokulu lokumlarından hazırlanılmış bir kutu yerleştirilir. Kutunun altaltında da, bir satırlık yazıdan ibaret, not iliştirilir. Hediye sandığı itina ile süslendikten sonra Şah ismail`e gönderilir.
Sandık Şah`ın huzurunda açılır. Sandık açılır açılmaz, etrafa mis gibi gül kokusu yayılır. Mücevher vs.gibi hediyeler takdim edildikten sonra Osmanlı Elçisi Şah`ın tedirgin olmaması için önce kendisi tatmak kaydıyla büyük bir saygı ve nezaketle Şah İsmail`e lokumdan takdim eder. Bilahare, görevliler,huzurda bulunanlara teker teker ikram etmeye başlarlar,l okumdan. Şah, bütün bu olup bitenlere bir anlam veremez.
Osmanlı Elçisi Şah`ın şaşkınlığını gidermek için lokum kutusunun altına iliştirilmiş mütevazi pusulayı uzatır. Pusulayı okuyan Şah`ın gözünde bu sefer şaşkınlığının yerini büyük bir utanç ifadesi alır;
"İsmail, Herkes Yediğinden İkram Eder"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder